“Beslenme”, çoğu zaman sadece kilo almak ve kilo vermek olarak görülse de bunlardan çok daha fazlasıdır. Doğru beslenme, sağlıklı bir ömrün güvencesidir.
Şeker hastalığı, kalp-damar hastalıkları, kanser, Alzheimer ve daha birçok hastalık doğru beslenme ve yaşam tarzıyla büyük ölçüde önlenebildiği gibi spor performansı da beslenmeyle desteklenebilir ve arttırılabilirdir.
Hedefiniz sadece birkaç kilo vermek de olabilir sağlığınızı geri kazanmak da, sağlıklı yaşamak da ya da performansınızı arttırmak da … Dünyanın her neresinde olursanız olun, Skype üzerinden hedefleriniz doğrultusunda size yardım edebilirim! :)
Her pazartesi başlanıp sonuç alınamadan bitirilen diyetlerden, kibrit kutusu peynirlerden, 2 kilo verip 3 kilo almaktan, kendinizi gün içinde uykulu ve yorgun hissetmekten, istediğiniz gibi enerjik olamamaktan bıktıysanız artık daha fit ve sağlıklı bir hayat yaşamanın zamanı geldi diyorsanız beraberce beslenme şeklinizi değiştirerek daha enerjik, daha huzurlu, daha sağlıklı, dolayısıyla daha kaliteli bir yaşama adım atabiliriz.
Mucizeler yaratamam ama sizin birer mucize yaratacısı olmanıza yardım edebilirim. Nasıl mı? Fiziksel özelliklerinize ve bireysel yaşam tarzınıza uygun doğru beslenme alışkanlıkları kazanmanızı sağlayarak…
Şirketim CYK Nutrition kapsamında ben ve benimle birlikte çalışan beslenme uzmanı Dilan Bektaşoğlu şu an online olarak Skype üzerinden görüntülü konuşmayla ya da Londra’da ofisimde yüz yüze olarak;
konularında danışmanlık vermekteyiz.
Bilgi almak için kendinizi, hangi konuda beslenme danışmanlığı almak istediğinizi biraz anlatarak ve online mı yoksa Londra’da yüz yüze mi danışmanlık almak istediğinizi belirterek online@cyknutrition.co.uk‘e email atabilirsiniz :)
Danışanlarımın çalışma sürecimizde neler yaşadıklarını merak ediyorsanız bir göz atabilirsiniz…
Her şey gecenin 4’ünde mide fesadı ile uyandığımda başladı. Bu konuda hemen yardıma ihtiyacım olduğunu kabul ettim. Hamilelikten sonra tekrar çalışmaya başladığımda 8 kilo almıştım. Tamamen hareketsiz yaşıyordum ve kendimce çok sağlıklı beslendiğimi ve zaten yeterince az yediğimi düşünüyordum. Kendimi sürekli yargılıyor ve sürekli kötü hissediyordum. Belimde bir ağrı oturmaya başlamıştı. Artık bu sorunla kendi kendime mücadele edemeyeceğimi kabullendim ve bana yol gösterecek birini aramaya başladım. İlk başta diyetisyenden yardım almak bana acizlik gibi geliyordu. Sonra Instagram’da Ceren’le karşılaştım. Beni ilk çeken yanı destek olduğu kişilerin çeşitliliğiydi. Sadece kilo vermek isteyen değil, yoğun sportif aktivitelerinden dolayı özel beslenme programlarına ihtiyacı olan ya da kendini yeterince enerjik hissetmeyen ve beslenme yardımı alan çalışan anneler de vardı danışanları arasında. Böylece kendimi Ceren’e ve yöntemlerini hedeflerime daha yakın hissettim ve upuzun bir email ile kendimi anlattım. Bu yakın zamanda verdiğim en iyi kararlardan biri oldu. Bana vücudumun dengesini, zihinsel ve fiziksel sağlığın önemini, beslenme ile dengeli bir ilişkimin olması gerektiğini bu konuyu takınta haline getirmemem gerektiğini, kendimi ve bedenimi kabul edip bu konuda yaptığım iyileştirmeler için kendimi iyi hissetmeyi öğretti. Bana verdiği destek süresince istediğim kilo verme hedefime ulaştım, kendimi gün boyunca aktif ve enerjik hissetmeyi öğrendim ve en önemlisi kendi görünüşümle barıştım.
Geçtiğimiz hafta son seansımızı tamamlamış olup, (aslında bir son değil:) ) 2 aylık sürecimde tüm yardımlarınız, samimiyetiniz, arkadaşlığınız için çok ama çok teşekkür ederim. Bir kaç yıldır süre gelen, devamlı ”diyete başla-kilo ver-hoop tekrar hepsini fazlasıyla geri al ” serüvenimde, beni silkeleyip kendime getirdiğiniz için de teşekkür ederim. Birden fazla diyetisyen tecrübem sonucunda, artık bozulan beslenme düzenim, psikolojim iyice yıpratmıştı beni ve kendimi sürekli yeme atakları içinde buluyordum. Artık midem bulanana kadar yiyip, ertesi gün nasıl olsa diyete başlıyorum diyerek kendime işkence ediyordum. Sonra gelsin bozulan psikoloji, ve yineleyen yeme atakları… Bir de buna bozuk hormonlar ve polikistik over da eklenince, tadından yenmiyordu!!! Daha sonra sosyal medya aracılığıyla sizi buldum. Öncelerde sadece ”polikistik over” ile ilgili yazılarınız dikkatimi çekerken, daha sonra beslenme bozuklukları vs ile ilgili de yazılarınızı okudum. Sitenizden yorumları okuyup, benimle benzer olan kişilerin yorumlarını inceledim. Yaşadığım yeme atakları ”binge eating” sendromunu işaret ediyordu, ama yine de bir profesyonele danışmak istemiştim. Veeee şükürler olsun sizinle çalışmaya karar verdiğim güne diyorum. Öncelikle ”diyet”kelimesini hayatımdan çıkarmamı, ve yemek yerken , daha ”özgür” hissetmemi sağladınız. Herhangi bir kısıtlama, yasak olmadan, nasıl dengeli beslenebileceğimi öğrettiniz. İlk başlarda insanın aklında elbette soru işaretleri oluyor, ya diğerleri gibi olursa, ya zaman ve para kaybı olursa gibi… Ama değilmiş, bunu ilk seansımızda net anlamıştım. Verdiğim kiloları bir kenara koyarsam, benim için en en en büyük kazanç, yiyeceklerle ilgili düzelen psikolojim oldu. Daha özgür, daha mutlu…
36 yaşında, sürekli masa başında zaman geçiren ve ara ara pilates yapmak dışında herhangi bir hareketi olmayan birisi olarak “aşırı” bir kilo problemim hiç olmadı. Genelde “çok iyisin ama göbeğin var işte…” yorumlarıyla ya da “hamile misin?” sorularıyla karşılaşıyordum ama onlar da kolay kolay umrumda olmuyordu. İyi bir sosyal medya kullanıcı olmamakla birlikte bir gün Instagram bana Ceren Hanım’ın hesabını önerdi. Biraz kurcalamaya başladım, sonra sitesindeki yazıları okudum. Takibe almıştım ama hâlâ kilo konusunda herhangi bir sorunum olduğunu düşünmüyordum. Ancak giderek kilolarım arttı ve durumdan rahatsız olmaya başladım. Kimse bir şey demese bile göbeğim benden önde gidiyor gibiydi. İnce kollarım, ince bacaklarım vardı ama bedenimin tam ortasında bir damacana görüyordum. 1.61 boyundaydım ve 61 kiloya kadar ilerlemiştim. Stresli bir dönemdi ancak bu durum daha da stresimi tetikliyordu. Streslendikçe biskolata ile aramdaki bağ güçleniyor, zaman zaman tıkınırca yemelerim oluyordu. Karbonhidratlı ve şekerli şeyleri arka arkaya yiyor fenalaşıyordum. Bir keresinde birkaç dilim börek, baklava ve sarmayı birlikte yemiştim. Bütün bunlar stresimi ve çalışmamı kontrol etmeme yardım ediyor gibiydi. Akademik bir çalışma içindeydim ve yerken zihnim düzenleniyor gibiydi ama çalışma bitince bu defa pişmanlık yerini alıyor, midemi rahatlatmak için rezene çayından yardım umuyordum. Kısacası her şey birbirini tetikliyordu. Sonra bir gün Ceren’e danışmaya karar verdim. Durumu anlatım. Benimle ilk önce uzun bir görüşme yapacağını söyledi. Çok ilginçti, insan bir beslenme uzmanıyla yaklaşık 2-3 saat aralığında ne konuşabilirdi? Üstelik ben diyet insanı da değildim. En fazla 1 ay uyuyor sonra elim sevdiğim abur cuburlara geri gidiyordu. Ancak bu defa aklımdaki soru “bu kadın benle bu kadar uzun ne konuşacak?” sorusuydu. Randevu günümüz geldiğinde Ceren’le Skype üzerinden konuşmaya başladığımda onun ne kadar farklı birisi olduğunu gördüm. Doğduğumdan o güne kadar nasıl beslendiğimi ve nelere üzülüp nelere sevindiğime kadar anlattım. Konuşma bittiğinde bedenime ve beslenmeme yönelik farkındalık geliştirmeye başlamıştım bile. Bizler nasıl saçlarımız, makyajlarımız ve giyimlerimiz üzerine bir tarz oluşturuyor ve bunu yansıtan şeylere yöneliyorsak beslenme özgeçmişimiz de aynı öyleydi… Bunu fark etmek iyi hoştu da benim derdim hâlâ diyete pek uyamıyor oluşumu ona nasıl anlatacağımdı. Sonuçta danışan bendim ve zayıflamak isteyen ve kurallara uymak istemeyen… Zaten söyleyemedim de :) Anlaştığımız tek şey, benim haftada 3 gün yarım saat yürüyüş yapmamdı. Günün sonunda bana gelen programda “beslenme planı” yazıyordu ve tamamen benim uzun hayat hikâyemde sevdiğim şeylere dayanıyordu. Çok ilginçti ve hiç sıkıcı değildi. Akşam ne yiyeceğim değil neler yiyebileceğim yazıyordu ve planda ne sevmediğim bir şey ne de maydanozlu domates soyu gibi ilginç karışımlar vardı. Hepsi hayatımın içinde ve kolayca ulaşabileceğim besinlerdi. Zaman içerisindeki görüşmelerimizde spor ve beslenme konusunda giderek yeni şeyler öğrenmeye başladım. Ceren bunları her seansta özenle ve tek tek anlatıyor ve aklınızda soru işareti kalmasına izin vermiyor. Ve sonuçta yaklaşık 5 ayda 7 kilo verdim. Yürüyüşlerim haftada 5 gün 1 saate çıktı ve bunu ben istedim. Beslenme planımı çok sevmeme rağmen yine de ona tam anlamıyla uyamadığım durumlar oldu. Ancak başlarken hedeflediğim kilomun daha da altına indim. Çünkü bu bir diyet süreci değil bir beslenme kursuydu bence. Neyi nasıl yemeliyim? Benim bedenim neye nasıl tepki veriyor ve neyi ne kadar yerken mutlu oluyorum? Ayrıca durum ve şartlar ne olursa olsun bedenime ihtiyacı olan hareketi nasıl sağlayabilirim? Tüm bunları öğreten bir beslenme kursu almıştım. Hatta bu kursu o kadar benimsedim ki, hayatım boyunca tatillerden kilo alarak dönen ben, yaklaşık 3 haftalık bir tatilden zayıflayarak döndüm… Sözün kısası, bence Ceren danışanlarına diyet değil beslenme kursu veriyor, öneri, desteği ve enerjisiyle her şeyden önce kendinizi bedeninizle barıştırıyor, tartıyla aranıza giriyor ve bakışınızı başka yöne çekiyor. Hâlâ ara ara kaçamaklarım, geç saat yemelerim ve biskolata buluşmalarım oluyor ama bunlar ne kiloya dönüşüyor ne pişmanlığa ne de sürekliliğe. Bu benim kendim için öğrendiğim en değerli şeylerden birisi ve bunu öğrettiği için Ceren’e ne kadar teşekkür etsem az…
Merhaba ben Irmak, 23 yaşındayım, beslenme diyetetik son sınıf öğrencisiyim. Kendimi bildim bileli spor benim için hep ilk planda oldu. Yaptığım sporlar değişse de sporun hayatımdaki yeri hiçbir zaman değişmedi. Son 1.5 senedir dayanıklılık sporlarına merak sardım. Yarı maraton, maraton derken kendimi triathlona başlamış ve Ironman’e(3.800m yüzme, 180km bisiklet, 42km koşu arka arkaya yapılan bir yarışma) hazırlanıyor olarak buldum. Ceren’i yaklaşık 1 sene önce şans eseri Instagram da görmüştüm, 1-2 postunu okuduktan sonra bilgisi ve işine verdiği ciddiyet hemen belli oluyordu. Takip etmekle yetinmeyip doğru bilgiye ulaşmanın çok zor olduğu sosyal medyada böyle güzel bilgileri paylaştığı için birde teşekkür maili attım. O zamanlar ilk maratonuma hazırlanıyordum, Ceren’in bir postunun altındaki yazışmada boş glikojen depolarıyla antreman yapmanın faydalarından bahsedilen bir konuşma geçmişti (o güne kadar kesinlikle uzak durmaya çalıştığım bir şeydi). Mail olarak aklımdaki soruları sorduğumda, detaylı ve açıklayıcı bir şekilde cevap vererek tam anlamıyla beni aydınlatmıştı. Beslenme ve Diyetetik okuyan biri olarak Ceren’in paylaşımlarından okulda öğrendiğimden çok daha fazla şey öğrendim diyebilirim. Ironman diyince limitler biraz zorlanıyor, sadece fiziksel olarak hazır olmak değil mental olarak ve beslenme olarak da yarışa hazır olmak gerekiyor. Kış boyunca yarışmaya oldukça verimli hazırlansam da yazın çıkan çeşitli aksiliklerden dolayı antremanlar istediğim verimde gitmiyordu. Fiziksel olarak ne kadar yetersiz olursam beslenmenin bir adım daha öne çıkacağını düşündüğüm için Ceren’e durumu anlatan bir mail ile birlikte çalışmak istediğimi söyledim. Başkası olsa muhtemelen “tamam, hemen başlayalım” tarzında bir cevap verirdi ama Ceren beslenme ile mucize yaratma temennisi verecek biri olmadığı için ilk önce detaylı bir durum raporu istedi, benim cevabımdan sonra düzeltebileceğimiz şeyler olduğunu ve çalışabileceğimizi söyledi. İlk görüşmemizi yarışa yaklaşık 5 hafta kala yaptık, bana şunu yap bunu ye demekten çok benim neler yaptığımı yediğimi analiz ederek onları düzeltmeye çalıştı. Eğer bir beslenme uzmanı sizden beslenme kaydı almadan, formüller üzerinden şunu ye bunu yap diyorsa bir an önce oradan uzaklaşmalısınız. Yarışa henüz uzun bir süre olmasına rağmen hep yarış günü odaklı çalıştık, antremanlar sırasında neyi ne kadar yiyebildiğimi test etmemi istedi. Bir yandan antreman sürecinde recovery’mi iyileştirecek değişikler yaparken bir yandan da yarış sırasında yiyeceklerimin taslağını oluşturduk. 2 defa Skype üzerinden görüşmüş olsak da devamlı iletişim halindeydik, kafama takılan soruları biriktirip mail atıyordum, Ceren de açıklayıcı şekilde cevaplıyordu. İşe dışardan bakarsak 3000-4000 kalori ve saatte 500-600mg sodium alınacak ve 600ml su içilecek. Ancak bu o kadar kolay olan bir şey değildi. Evet 30 tane muz yemek belki kalori problemini çözecek bir şeydi ama uygulanmasının pek mümkün olmağı konusunda hem fikirizdir. Ceren önerdiği farklı besinlerle hem yarış sırasında nasıl daha çok yiyebileceğimi hem de bunu yaparken makro ve mikro tüm besin ihtiyaçlarımı nasıl tamamlayabileceğim konusunda yol gösterdi. Bunların hepsini antremanlarda deneyerek neredeyse hepsinden olumlu sonuçlar aldım. Ceren’e yaptığım geri dönüşler sonucu, yarış öncesi son 3 gün ve yarış gününün beslenme planını oluşturduk. Yarış esnasındaki tersliklere rağmen yarışın sonuna geldiğimde (13saat 46 dakika) hala bacaklarımın enerjisi yerindeydi. Bu da ilk defa yarıştığım böyle uzun süreçli bir yarış için bazı şeyleri doğru yaptığımızı gösteriyordu. Sağlıklı beslenmenin sadece kilo alıp vermek ile alakalı olmadığını, spor performansını ne kadar çok etkileyebileceğini, bir çok hastalığın önüne geçebileceğini ve bir çok hastalıkta çok ince detaylar taşıyan bir şey olduğunu hatırlatır, Ceren’e sonsuz teşekkürlerimi iletirim.
Ceren Hanım’ın 2 ay süreyle danışanı oldum. 6 fazla kilomu vermek ve bozuk beslenme düzenimi bırakıp sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmak için onunla çalışmak istemiştim. Yoğun bir işim ve küçük bir çocuğum var. Mesleğim çok hareket gerektirmiyor fakat toplantılarla ve masa başı işlerle yoğun. Günlük düzenimde hızlı edilmiş bir kahvaltı sonrası öğlen yemeklerini genelde kaçırıyor, sonrasında simit veya poğaça ile açlığımı yatıştırıyordum. Ayrıca tatlı düşkünlüğüm vardı. Akşamları çok fazla yorgunluk hissediyordum, hiçbir şeye enerjim olmuyordu. Oysa ki evimde özlediğim oğlum, evin ilgi bekleyen diğer işleri olmak üzere yeni bir mesai beni bekliyordu. Fazla kilolarımdan kurtulmak, sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanmak istiyordum. Instagram’da rastladığım Ceren Yavuz’un beslenme danışmanlığı yaptığını öğrenince kendisiyle bağlantıya geçtim. İlk online buluşmamızda bana beslenmenin nasıl işlediğine ve besin gruplarının vücudumuzdaki etkilerine dair bilgiler verdi ve günlük olarak öğünlerimde sağlıklı bir şekilde nasıl beslenebileceğimi anlattı. Bu şekilde beslenmeye başladığımda daha önceki bozuk beslenme düzenimin, yorgunluklarımın ve vücudumdaki ödemin kaynağı olduğunu anladım, ilk üç günde iki kilo verdim. Ayrıca hareketimi artırmak için akşamları evde kısa süreler de olsa bisiklete bindim. İki ay sonunda hedeflediğimiz 6 kiloyu verdim. 6 kilonun bu kadar büyük bir fark yapabileceğini hiç düşünmezdim. Fakat durum sadece zayıf olmaktan ibaret değil; vücudu daha iyi, kaliteli besleyerek daha etkin kullanmak. Yorgunluk yerine enerji, hantallık yerine hafiflik, açlık yerine tokluk ve yediklerimden tatmin olma hissi, tabii ki bunlara ek olarak daha küçük bedenlerde giyinebilme, giydiklerimin daha çok yakışması gibi artılar da hayat kalitemi oldukça arttırdı. Ceren Hanım’la çalışma süremiz iki ay önce sona erdi. Sonrasında eski düzene geri döner miyim diye korktum fakat ona danıştığım iki ay süresince bu yeni beslenme biçimi bende kalıcı olarak yerleşmiş ki, tatillere rağmen kilo almadım, hatta şu an 2 kilo daha vermiş durumdayım. Kendisine teşekkür ediyor, bu kadar inanarak, severek ve tamamen bilimsel yöntemlerle; kalbiyle ve aklıyla mesleğini sürdürdüğü için tebrik ediyorum.
Kendimi yeni bir okuldan mezun olmuş gibi hissediyorum çünkü Ceren Hanım’ı tanıdığım günden itibaren bir sürü yeni şey öğrendim ve mezun oldum :) 38 yaşındayım ve 10 yıldır tip 2 şeker hastasıyım. Teşhis konduktan sonra kendi çabalarım ile çok kilo verip yaşam biçimimi değiştirmiştim ama bir yerde hala yeterli olmadığını hissediyordum. Vermem gereken son kiloları veremiyordum ve devamlı açlık hissediyordum. Hep sağlıklı beslenmeye çalışıyor, 2 saatte bir yemek üzere devamlı yanımda yemek taşıyordum ama devamlı açtım. Çok spor yapıyor, spordan sonra hipoglisemi atakları geçiriyordum. Yiyordum, tekrar acıkıyordum ve kilo veremiyordum gibi bir kısır döngü içine girmiştim. Ceren Hanım’a başvurduktan sonra, daha ilk haftada değişiklikler başladı. Şekerim hiç düşmüyor, neredeyse hiç açlık çekmiyordum. İlk hafta eskiden gelen alışkanlıklar ile devamlı yanımda yemek taşıyor ama akşam olduğunda çoğunu yiyemediğimi fark ediyordum. Spor yaparken enerjim yükseldi, şeker düşmesi, yorgunluk hissi tamamen kayboldu. 10 yıldır ilk defa sağlıklı insanlar gibi doyma hissine kavuştum. Midemdeki kasılmalar tamamen gitti. Bana bu hissi yaşattığı için Ceren Hanım’a ne kadar teşekkür etsem azdır. Hayatımın gidişatında büyük değişikliklere yaptı. Bu rahatlığın yanında tabii incelme de oldu. Zaten çok kilolu biri değildim ama acıkmadan ve strese girmeden bir beden daha küçüldüm. Bana Ceren Hanım’ın kattığı en büyük şey, İyi Beslen İyi Hisset anlayışı oldu. Hayatım boyunca uygulayacağım, takip edeceğim şeyleri öğrendim. Gerçekten kendi bedenimin ihtiyacı olan şekidle beslendikçe, kendimi çok daha iyi hissettim, içim huzurlu olduğu için vücudumla barıştım. Hayatıma dokunduğu için ve beni vücudumun ihtiyacı olan beslenme şekli ile tanıştırdığı için Ceren Hanım’a ve İyi Beslen İyi Hisset felsefesine çok teşekkür ederim.
Kendimi bildim bileli sürekli kilolarıyla mücadele veren, hayatı boyunca sayısız diyet yapmış biriydim.Bozulan metabolizma, kilo alıp vermekten yıpranmış vücut ve en kötüsü de yıllarca diyet yapmış olmanın getirdiği binge eating, namı değer tıkınırcasına yeme bozukluğu… Her pazartesi diyete başlayıp, 2-3 günlük sıkı diyetten sonra gözü dönmüşcesine yemek yiyen, sonra ertesi gün tekrar diyete başlayan ve hayatı bu kısır döngü içerisinde sürekli diyetle geçen, diyet yapmaktan bıkmış ama mutlaka diyete başlamak için bir YARIN’ı olan , dışardan bakıldığında oldukça sağlıklı beslenen ve formuna dikkat eden ama içinde fırtınalar kopan bir öğretmenim. Öyle kötü bir hastalık ki bu, yarın diyetteyim diye o gün mideniz tıka basa doluyken ağzınıza hala çikolatayı tıkıştırdığınız, yarın nasıl olsa diyetteyim yiyemeyeceğim düşüncesiyle elinizdeki poğaçayı bırakmadığınız, bugün benim günüm, istediğimi yiyeceğim, yarın diyette dengelerim cümlesine sığınarak sınırsız abur cuburu midenize indirdiğiniz bir psikolojik sorun aslında. Bunun bir hastalık olduğunu kabullendikten sonra çevremizde ve sosyal medyada bu işin uzmanları olan diyetisyene başvurmaya karar verdim. İkisi online, biri yüz yüze diyetisyen geçmişim oldu ama sonuç sıfır… Veriyorlardı elime bir liste, ilk iki hafta süper sonra gelsin bir yeme atağı, hop başa geri dön. Verdiğim kilonun kat ve kat fazlasını alıyordum, sonra sırf o diyetisyenin tartısında kilo vermiş olarak gözükebilmek için yapılan sıvı, şok diyetler, sonra gelsin git gide büyüyen yeme atakları.Öyle bir duruma gelmiştim ki yemek yemeden zevk almıyor ama hala yemek yiyordum, bozulan mide, bağırsak kramplarından bahsetmiyorum bile… Eh durumum psikolojik hadi bir de psikiyatriste başvurayım dedim, kısa süreli antidepresan kullanımı, sonuç gene sıfır. Ben bu hastalıktan kurtulacam diyerek Ankara’nın en gözde psikiyatri merkezine başvurup, hem psikiyatrist-hem psikolog- hem diyetisyen üçlüsünde çalışıp,uzun süreli bir tedaviden sonra devam eden hala yeme atakları.Bu esnada harcanan paralar, yıpranan sinirler, alınan-verilen kilolar… Dedim tamam artık bu hastalıktan kurtuluş yok, çevremdeki herkes de diyet yapıyor, bende bu kısırlaşmış diyet döngüsüne devam ederek yaşarım diye yenilgiyi kabul ettiğim anda Ceren çıktı karşıma. Mailleşmelerimizde o kadar çok kendinden emindi ki, ben bu hastalıktan seni kurtaracağım, sana yardımcı olabilirim diyerek, açıkcası ilk başlarda bunun çok gerçekleşeceğini düşünmüyordum. Online diyet geçmişi olan biri olarak çok önyargılı yaklaştım belki de ama her seferinde sorunun o kadar da büyük değil, beraber üstesinden geleceğiz, benim sistemim çok farklı diyerek, bana bu hastalığı yenebileceğime dair güç veriyordu. İlk görüşmemizde zaten onun ezber bozan biri olduğunu, diğer beslenme uzmanlarından çok farklı olduğunu anlamıştım. Kalitesi, sınırsız bilgi birikimi, sizi gerçekten anlaması, beslenmenin aslında o kadar karmaşık bir şey olmadığını anlatması, yıllarca doğru bildiğimiz yanlışların bizi bu takıntılı hale getirdiğini size fark ettirmesi ve daha niceleri… Onla çalışırken hiçbir zaman elimde bir liste olmadı, hiçbir zaman bana şu saatte şunu yiyeceksin, yemeyeceksin demedi, yasaklar listem yoktu… ve en önemlisi 2.5 ay gibi bir sürede benim yıllarca yaşadığım yeme ataklarım yoktu, yeme krizi yaşamıyor,normal insan gibi yemek yiyordum ve 5 kilo da vermiştim ama benim için önemli olan kilom sabitti. Diyet kelimesi yoktu, hayatımda belki de gerçekten ilk defa ondan öğrendiğim bilgilerle sağlıklı besleniyordum. Beraber çalıştığınız sürece size öyle güzel beslenme eğitimi veriyorki siz zaten işin gerçeğini öğrenip, kendi yolunuzu bulabiliyorsunuz. 27 yaşımdayım ve hayatımın dönüm noktası oldu diyebilirim, üstelik beraber çalıştığımız zaman aramıza süpriz bir konuk katıldı, hamileydim :) Her aşamada doğru kaynaktan doğru bilgiyi alabilmek için Ceren her zaman yanımdaydı. Biliyorum ki her zaman da yanımda olacak, araştırmacı ruhu ve engin bilgisiyle ezber bozmaya devam edecek, beslenme konusunda bize doğruları gösterecek. Ona gerçekten çok şey borçluyum. Yolu her zaman açık olsun….
Ceren Yavuz’la bir aile dostumun önerisiyle tanıştım. İngiltere’de eğitimini tamamladıktan hemen sonra yollarımız kesişti. 5 sene önce diyabetle tanışmıştım. Hem oral antidiyabetik hem insülin iğnesi kullanmama rağmen kan şekerimi kontrol altında tutmakta zorlanıyordum ve özellikle bel çevremde fazla kilolarım vardı. Ceren Hanım beslenme yoluyla kan şekerini kontrol altında tutma yöntemlerini bana gösterdi, günlük hayatıma uygun örnek menüler hazırladık. İş hayatım masabaşında geçtiği için her gün yarım saat yürüyüşü hayatıma kattık. Birlikte çalıştığımız 4 ay boyunca verdiğim 10 kilonun yanısıra kan şekerim 250-300 dolaylarından, sağlıklı seviyelere indi. Kullandığım insülinin dozu yarıya inerken oral anti diyabetiği doktor kontrolünde bıraktım. Ceren Hanım sayesinde diyabetin kontrol altına alınabileceğini, kontrolün ilaçlarda değil bende olduğunu öğrendim. Sizi anlayan, dinleyen farklı çalışma sistemi ve pozitif tutumuyla Ceren Hanım’ın benim gibi birçok diyabetlinin hayatını değiştireceğinden şüphem yok. İnanarak ve severek yaptığı mesleğinde başarılar diliyorum.
İyi Beslen İyi Hisset, hayatınızın sizlerin elinde olduğunu belirten ve oldukça anlamlı bir slogan :) Ben sevgili Ceren Yavuz ile uzun yıllar önce öğrencilik yılllarımızda tanıştım. Arkadaşlık ettik, paylaştık, yollar ayrıldı ve yıllar sonra tekrar bir araya profesyonel yardım için gelindi. Mart ayının sonlarında Ceren’le çalışmaya karar verdim. Eski arkadaş olması tabii ki güven verdi ancak beni etkileyen Ceren’in yıllar içinde kendini nasıl geliştirdiği, farklı yeni şeyler ortaya koymaya çalışmasıydı ve tüm bunları güzel bir eğitim, dünya çapında araştırmalar ile süslemesiydi. Bana gelince açıkcası aşırı bir kilo problemim yoktu. 20 yıllık bale geçmişi olan her türlü spora aşık, çocukluk ve gençlik yıllarını ağır fiziksel tempo içerisinde, sağlıklı beslenme ile geçirmiş, sonrasında büyük bir hayat tarsi değişikliğiyle yüzleşmiş bir danışanım. İki sene önce Viyana’ya taşındım, bu sürede ağır bir sakatlanma geçirerek bale ve her türlü spor aktivitesine ara vermek zorunda kaldım. Paralel olarak yüksek lisans çalışmaları, yoğun iş temposu, yeni şehir ve yeni alışkanlıklar hızla kilo almama sebep oldu. Her zaman çıtı pıtı olan ben, artık eski zayıf, fit insan değildim. Sağlıklı beslenmeme, kilo vermeye çalışmama ragmen kilo veremiyor, başka hastalıklarım mı var diye doktor doktor geziyordum. Bu noktada Ceren’e başvurmaya karar verdim ve bir aydınlanma dönemine girdim. Bu süreçte çok yoğun bir tempodan geçmeme ragmen, Ceren bana yol göstericiliğiyle kilo verebileceğimi kanıtladı. Hayatımın en yoğun döneminde yavaş yavaş kilo vermeye başladım. Bu iş motivasyon ve inanç işiymiş. Saçma sapan diyetlerle kendinize zarar vermeyin. Bırakın bir uzmana danışın, işi derinlemesine kavrayın. Benim gibi hayatı düzenli sağlıklı beslenme ve aktiviteyle geçmiş biri bile yardıma ihtiyaç duyuyor. Ceren Yavuz doğru yardımdı, birlikte beş kilo verdik ve daha hafif ve fit olmam için sonsuz sabrını, uzmanlığını, motivasyonunu, bilgilerini benimle paylaştı. Skype üzerinden olur mu demeyin, çok denedim olmadı gibi sızlanıyorsanız inanın ki Ceren ve çalışma sistemi bir şans vermeye değiyor :)